Ecem Yıldız Olivia Kyles‘in kadın fetisiti üzerine dressember.org‘da 23 Ocak 2019 tarihinde yayımlanmış yazısını çevirdi.
*Kadın fetisiti, fetüsün sadece kız olduğu gerekçesiyle yasa dışı olarak sonlandırıldığı cinsiyet seçici bir kürtajdır.
Çocuk sahibi olmak pek çok toplumda heyecan verici bir şey olup, olmak istediği kişiliğe sahip olma potansiyeli olan yeni bir hayatın doğuşudur. Birisi hamile olduğunu öğrendiğinde, herkesin ilk içgüdüsel davranışı sormaktır: “Erkek mi kız mı?“, ve genellikle, cevap ne olursa olsun bu durum, heyecan ve mutluluk ile karşılanır. Ancak, kimi kültürlerde bebeğin toplumsal cinsiyeti önemlidir ve bir kız bebeğin dünyaya gelmesi nimetten ziyade bir lanet olarak görülür. 2011’deki en son Ulusal Hint Nüfus Sayımında, Hindistan’daki kadın-erkek oranı her kadın için 1.08 erkektir. Amerika Birleşik Devletlerinde, cinsiyet oranı her kadın için 0.97 erkek ve uluslararası ortalama her kadın için yaklaşık 1.01 erkektir. Hindistan’daki bu düşük oran toplumun kız bebeklerin doğumuna koyduğu kısıtlamaların bir sonucudur.
Hindistan’da kadın fetisiti (kız bebek kürtajı) kadınlara yapılan ayrımcılığın mümkün olan en erken aşamasıdır. Bu, fetüsün sadece kız olduğu gerekçesiyle yasa dışı olarak sonlandırıldığı cinsiyet seçici bir kürtajdır. Son 20 yıldaki teknolojik gelişmeler sayesinde, artık hamilelikte fetüsün cinsiyeti çok daha erken tespit edilebiliyor. Bu nedenle, Hindistan’da yapılan cinsiyet seçici kürtajların sayısı hızla artmaktadır.
Kadın fetisit, kırsal köylerden kentleşmiş şehirlere kadar Hindistan’ın her yerinde görülür. Hükümet, gebelik öncesi ve prenatal teşhis teknikleri yasası (PCPNDT) gibi eylemlerle kadın fetisit oranını düşürmek için girişimlerde bulunmuştur. PCPNDT, 1994 yılında Hindistan Parlamentosu tarafından kabul edildi ve Hindistan’da hızla artan kadın fetisiti nedeniyle prenatal cinsiyet belirlenmesini yasakladı. Fakat, doğum öncesi cinsiyet tespiti yasalara aykırı olduğundan ve yüksek para cezalarına neden olabileceğinden, insanlar cinsiyeti saptamak ve kürtaj yapmak için alternatif yöntemler bulmaktadırlar. Yasa yürürlüğe girdiğinden beri, bu yasayı güçlendirmek ve uygulamak için değişiklikler yapıldı, ancak kadın fetisiti hâlâ ortaya çıkıyor ve çok yaygın. Kadın fetisitini sona erdirmenin en etkili yolu, neden ve nasıl var olduğunu anlamak ve bu sorunu çözmek için toplum olarak önlem almaktır.
Kadın fetisiti, kadınlara karşı ayrımcılık yapan ve erkeklerden daha az değerli olduklarına inanan toplumsal cinsiyet önyargısının bir sonucudur. Bu ataerkil toplumda, erkek çocukları birçok farklı nedenden dolayı kız çocuklarına tercih edilir. İster ekonomik ister sosyal olsun, kadınlar ve ve kız çocukları zayıf olarak kabul edilir ve erkeklerden daha az değer görür. Söz konusu para olduğunda, kadınlar bu toplumda daha masraflı olabilir, çünkü kadınların evlenip başka bir aileye gitmesi beklenir. Hindistan’daki bir sosyal gelenek, bir kadının daha yüksek bir sosyal statüye sahip bir aileden biri ile evlenmesini gerektirir. Yani, eğer kadının ailesi bunun olmasını istiyorsa, o zaman bu evliliği güvence altına almak için büyük (pahalı) bir çeyiz verebilmelidirler. Bir çeyiz arazi, mülk veya belirli bir miktar paradan oluşabilir.
Haryana’da bir köye giden ve köylülerle kadın fetisitini bitirmenin önemini anlamalarına yardımcı olabilmek adına konuşan bir kadın ile ilgili bir hikaye okudum. Kadın şunu fark ediyor ki, hem kadın hem erkek köylüler bir erkek çocukları olmasının daha tercih edilebilir olduğu konusunda hemfikirlerdi. Bir erkek veya oğul olmadan aileye sahip çıkabilecek, aile soyadını sürdürebilecek, bazı ritüelleri gerçekleştirilebilecek ve aile soyunu koruyabilecek biri olmayacağına inanıyorlardı. Bu hikayeyi okuduktan sonra, düşüncelerimi bunun gerçekten olduğuna ve kız çocuklarının sürekli olarak erkeklerden daha az değerli görüldüğüne dair toparlamak çok zordu.
Sonuç olarak, kadın fetisiti bu dünyada büyük bir sorundur, çünkü birçok kız çocuğunun yaşama hakkı sadece kız oldukları gerçeğine dayandırılarak ellerinden alınır. Bazı toplumlar zamanla değiştikçe, giderek daha fazla kadın CEO olma, yönetim pozisyonları alma ve hatta başkanlığa adaylığını koyma şansına sahip oluyor. Fakat unutmamalıyız ki bu durum her yerde aynı biçimde ileriye doğru hareket edememektedir. Daha fazla eğitimi savunarak, kadınları güçlendirerek, bu konularla ilgili farkındalığı tüm dünyaya yayarak kadınların yaşamlarını iyileştirebilir ve tüm dünyada cinsiyet eşitliğini teşvik edebiliriz.