Kadınevi’nde Bekleyiş

Erkek Egemen Sanat Anlayışına Feminist bir Bakış

Cansu Ergüven

Görsel: news.artnet.com

70’lerin başında Linda Nochlin’in “Neden Hiç Büyük Kadın Sanatçı Yok?” makalesinin çıkışıyla eş zamanlı olarak, Judy Chicago, erkek egemen sanat tarihi anlayışının hakim olduğu yıllarda, tam da bu çerçevede kadınların sanat dünyasındaki küçümsenmiş ve marjinalleştirilmiş konumuna dikkat çekmek istemiş ve 1972 yılında Miriam Schapiro’nun da öncülüğünde, Chicago sanat okulu öğrencisi 23 kadın sanatçıyla birlikte “Kadın Evi” projesini başlatmıştır.

Feminist sanatın ilk ve en çarpıcı eseri olarak karşımıza çıkan bu eser; kadınların kendi ‘arzu ve fantezilerini’ el birliğiyle ortaya koyduğu, kadının yetiştirilişi üzerine anlamlı ve sürrealist bir eser olan Kadınevi’nin oluşum sürecindeki emek ve odalarının her biri çarpıcı noktalarıyla bugün hala değerlerini korumaktadır. 1972’de kadın sanatçıların ataerkil toplum içinde “babalarımızla gerçek ilişkimiz neydi, nasıldı?” gibi sorular ve deneyimlerinden yola çıkarak oluşturdukları eserlerin sergilendiği müze, başta yalnızca kadın izleyicilerle buluşsa da erkek seyircilerle de bir araya gelmiş ve erkek egemen sanat anlayışına karşı ciddi bir cesaret ürünü olarak ikinci dalga feminizm içerisinde ilk ve en önemli sanat eserlerindendir.

Müzede kadın sanatçılar tarafından tasarlanmış odaların her birinde değinilecek şüphesiz çok ayrıntılı eserler var. Yazının devamında, bunlardan benim için daha anlamlı ve çarpıcı olanlarının bana cinsiyet kimliği üzerine hissettirdikleri, zaman ve mekan farkına rağmen feminist bir sanat eseri olarak Kadın Evi’nin bugün hala kendi kadınlık deneyimlerimizle nasıl bağdaştığından bahsedeceğim.

Rahim Odası (Crocheted Environment, Womb Room)

Görsel: Faithwilding.refugia.net

Evin ilk katında öncelikle küçük ve karanlık, sadece tek ampulle aydınlanan bir odaya gireriz, Faith Wilding’in tasarladığı Rahim Odası (Womb Room), sanatçı tarafından kadınlara ‘sığınabilecekleri alan’ olarak ortaya konmuş bir eserdir. Hepimizin bildiği fakat bir o kadar da birbirimizden farklı deneyimlediğimiz ‘saklanmak’ çaresizliğinin, loş bir odada ve rahmin ismiyle bütünleştirildiği eser, kadınlık tecrübelerimizden yola çıkarak mecbur bırakıldığımız bir ihtiyaçtır ve kadın evinin ilk katında bizi karşılar.

Mutfak (Nurturant Kitchen) – yumurtalardan göğüslere

Görsel: Womanhouse Belgeseli

Duvarlarında yer yer kırılmış yumurta ve göğüslerle karşılaştığımız, ‘anne’lerin ev içinde kendilerine ait atfedilmiş olan alanı ve diğer aile bireylerinin yemek gibi ihtiyaçlarını karşıladıkları bir mekân olan mutfakta, sanatçı Vicki Hodgetts’in da aktardığı gibi ‘yumurtalardan göğüslere’ bir dönüşüme seyirci oluyoruz (1987). Yine bu alanda sergilenen sarkık göğüs figürleri ise geleneksel olarak kadına atfedilen besleyici rolünü eleştirel bir noktadan vurgulayarak, kadının değişen fizyolojik yapısını mutfak duvarlarına yansıtıyor (2006). Tıpkı diğer eserler gibi, kolektif bir aklın ürünü olan eser izleyiciler tarafından müzenin en ilgi çekici eseri olmuş ki, bugün Kadınevi denilince aklımıza ilk bu mutfak ve duvarları gelir.

 Gelin merdiveni (Bridal Staircase)

Merdivenlerin başındaki gelinlik giydirilmiş duvaklı ve elinde çiçeğiyle cansız kadın manken… Merdivenlerin sonuna geldiğimizde mankenin düşmüş, kirlenmiş kıyafetiyle duvara çarpmış bize ters duran haliyle konumlandırılmış eser, bize evlilik ve aile kurumuna sanatçıların yorumunu gösteriyor. Kadının aile kurumuyla bağdaştırıldığı, bu kuruma ‘bağımlı’ olarak yansıtıldığı toplum normları içinde ve ataerkil düzende kadınlara sonsuz mutluluğu vadeder gibi yansıtılan evliliğin aslında kadınları nasıl bir yola soktuğunu sanatçılar bu şekilde yansıtmış. Eserin sahibi Kathy Huberland, tam da bu noktada evliliğin bize öğretildiği veya sembolik göstergelerle hepimizin aklında yer etmiş ritüellerin (gelinlik, duvak, düğün ve kutlamalar) ‘sonsuz mutluluk’ yansımasının gerçek dışı olduğunu vurguluyor.

Görsel: alannarisse.com

Havlu Dolabı

Havluların bulunduğu dolaptan çıkan, adım atmaya hazır kadın manken ise eserin sahibi Sandy Orgel tarafından kadınların artık kendisini göstermesi gereği vurgulanarak yorumlanmış ve ikinci dalga feminizmin hakimiyetinde bir eser olarak tanımlanmıştır. (ilter, 2006,syf. 44,50)

Bebek Evi (Dollhouse)

Görsel: artsy.net

Evin en geniş ve en merkezi odası olan bebek evinin bulunduğu odada, çocukların toplumsal cinsiyeti oyun alanında öğrendiğine dair bir not karşılıyor bizleri. Bebek evi, 17. yüzyılda Avrupa’da başlayan ve şekillenen orta sınıf ve beyaz toplumsal cinsiyet rollerinin, ev içi iş bölümü ve anneliğin dayatılmış öğretisine sembolik bir yaklaşım getiriyor (İlter, 2006).

Üç Banyo: Schapiro’ya göre kadın hayatının üç farklı yönden yansıtılışıdır.

Görsel: alannarisse.com
Görsel: rebeccauffindell.wordpress.com
  1. Adet Tuvaleti (mensturuation Bathroom): Judy Chicago’nun tasarladığı Adet Tuvaleti, regl deneyiminin gerçekliği ortaya çıkarılıyor. Kullanılmamış pedlerle ve tamponlarla dolu bir rafın ardından aşağıya baktığımızda çöp kovasından yerlere taşmış kanlı ped ve tamponları görüyoruz.
  2. İkinci tuvalette kozmetik eşyalarla dolu bir odaya giriyoruz. Kırmızı duvarları ve kırmızı kozmetik eşyalarıyla bu oda, Schapiro tarafından kozmetiğin kadınların hayatındaki önemini vurgulamak adına tasarlanmış.
  3. Kabus banyosu (nightmare bathroom), sanatçı Robin Schiff tarafından çocukluğunda yaşadığı banyo korkusu üzerinden ortaya çıkmış eserde, kumlar içinde küvette uzanmış bir kadın mankenle karşılaşıyoruz. Bu eserde banyonun kişiye özel bir sığınma ve rahatlama alanı olarak gösterilmesinin yanı sıra çağrıştırdığı korunmasızlık hissi de vurgulanıyor.

Görsel: Womanhouse Belgeseli

PERFORMANS SAHNELERİ

Cock and Cunt oyunu:

Görsel: Womanhouse Belgeseli

Bir ataerki eleştirisi olarak, büyük penis ve vajinaya sahip kostümler giyinmiş ‘He ve She’ rolünde iki kadın sanatçı kendi toplumsal cinsiyet rollerini ev içi iş bölümü, ve seks üzerinden bir mizah unsuru olarak performanslarını sergiliyorlar. Oyunun sonunda ise ‘penisi olduğu için erkeği temsil ettiği düşünülen’ kadın oyuncu kendisine karşı gelen ‘vajinası olduğu için kadını temsil ettiğini düşündüren’ oyuncuya penisiyle fiziksel şiddet uyguluyor ve ardından ‘en önemli benim, ben ben!’ bağırışlarıyla kadına tecavüz ediyor. Kadının kararlarında ve bedeninde kendini ‘hak sahibi’ gören erkekliğin abartı kostüm ve söylemleriyle iki cinsiyetin şiddetli ev içi ve bireysel ilişkisine şahit oluyoruz.

Son olarak odalar dışında müzede sergilenen performanslara baktığımızda, beni en çok etkileyen, tüm bu birikim ve emeğin altında yatan çıkış noktası, yani kadın deneyiminin geniş ve göz önünde, fakat bir o kadar da fark edilmeyi bekleyen yönüne geliyoruz,

Görsel: Womanhouse Belgeseli

Bekleyen: Faith Wilding tarafından ‘hayat boyu beklemek’ üzerine yazılmış bir performans olan, kadınların ömrü boyunca ‘büyük bir aşk’, ‘düğün’, ‘doğum’, ‘aile’ ve onu kurtaracak, ona bakacak bunun yanında onu fark edecek ve ilgilenecek bir erkek bekleyişi çerçevesinde kadına dair regl, vücudunu tıraş etmek, dansa kaldırılma, dans elbisesi giyme gibi performanslar ve bunun yanında kadına yasaklı eylemler de (dönemine ait bir eylem olarak yasaklı kitaplar okumak veya seks, orgazm, alkol ve sigara tüketimi gibi) birer bekleyiş unsuru olarak yine Kadınevi’nde canlandırılıyor.

Bu performans benim için Kadınevi’nin en çarpıcı eseri olmuş ve bu ‘bekleyiş’ in hem yalnızlığın hem de kurtuluşun beklenişi olarak, kadının üzerinde kurulu erkek hegemonyasının getirdiği gündelik çaresizliğin bir sandalyede sallanarak ‘bekleyen’ değil, bekletilen kadınların resmi olmuştur.

KAYNAKCA

Balducci, T. (2006). Revisiting “Womanhouse”: Welcome to the (Deconstructed) Dollhouse”. Woman’s Art Journal, 27(2), 17-23. Retrieved October 25, 2020, from http://www.jstor.org/stable/20358086

İlter, İlke. (2006). Özyaşamsal Sürecin ve Kadın Olma Halinin Yansıma Alanı Olarak Louise Bourgeois’da Görsel Anlatı. Yüksek lisans tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir.

Schapiro, M. (1987). Recalling Womanhouse. Women’s Studies Quarterly, 15(1/2), 25-30. Retrieved November 4, 2020, from http://www.jstor.org/stable/40004836

Womanhouse Belgeseli,  https://www.youtube.com/watch?v=xx0ZPfLrsfk&t=469s&ab_channel=JudyChicagoPennState