Aşmamız Gereken 6 Kürtaj Miti

Irem , everydayfeminism.com’da Erin McKelle tarafından yazılmış 6 Abortion Myths We Need to Put to Rest Once and For All yazısını çevirdi.

Gözlerini kapat ve “kürtaj” sözcüğü hakkında düşün.

Akla gelen ilk şeyler nelerdir?

Hamilelik? Doğmamış fetüsler? Kural koyucular? Ağlama? Keder?

Tahmin ediyorum ki en azından bir tanesi aklınıza gelmiştir.

Toplumumuz her türlü karışık mesaj ve mitlerle doludur. Sıklıkla kürtajla ilgili konuşmaları, bol miktarda duygu ve deneyimle dolu kişisel bir karar yerine, keder ve acıyla tanımlandığı şeklinde çerçevelendiriyoruz.

 Kürtaj keder ve üzüntü içerebilse de, kürtaj yaptıran herkes bu duyguları yaşamaz ve bu tamamen normaldir.

Kürtaj yaptırmanın doğru ya da yanlış bir yanı yoktur.

Bu mitlerde daha geniş kültürel diyalog ve söylemlerin sahip olduğu vurgu miktarı nedeniyle, onlar hakkında konuşmamız önemli. Bu mitlerin ciddi sonuçları ve politikalar üzerinde ciddi etkileri vardır, bu da insanların seçme hakkını kısıtlar.

Hadi bu mitlerden bazılarını yıkalım.

MİT 1: Kürtaj, bebek öldürmektir

Bu muhtemelen çok duyduğunuz bir şeydir.

Doğrusu şu ki fetüs bir bebek değildir. Fetüs, gelişmekte olan bir memelidir; insanlarda gebeliğin ikinci ayının sonunda gelişir.

Öte yandan bebek, çoktan doğmuş bir insan yavrusudur.

Bir fark olduğunu anlamak önemlidir: Gelişim

Sadece iki gün önce rahme yerleştirilen bir zigot (döllenmiş yumurta), zaten var olan bir insan yaşamıyla aynı şey değildir.

Gebe kişi açısından bu fark önemlidir: bir fetüs, gebelik sırasında ebeveyni olmadan yaşayamaz – ayrılık yoktur. Öte yandan bebek özerk bir varlıktır.

Bu nedenle fetüs, gebe kişinin bir parçasıdır. Bir anne için bu, onu aldırmayı bir seçim haline getiren kendi varoluşunun bir parçası yapar.

Ve fetal ağrı hakkındaki söylem? Bu sadece sahte bilimdir.

Bu mantıksal olarak, bir bebek ve bir fetüsün aynı şeyler olmadığı sonucuna gelir. Bir bebek annesini yaşam kaynağı olarak kullanmadan yaşayabilir, bir fetüs bunu gerçekleştiremez.

Kürtaj yaptırdığınızda, bebek öldürme vakalarında olduğu gibi, özerk bir varlığın canını almazsınız. Aksine, kendi bedeninizin bir parçasını çıkarırsınız.

MİT 2: Kürtaj, Doğum Kontrol Yöntemi Yerine Kullanılıyor

Eminim insanların “Seçime inanıyorum, ama aynı zamanda kürtajı doğum kontrolü olarak kullanmanın uygun olduğunu da düşünmüyorum.” dediğini duymuşsunuzdur.

Doğum kontrolü yerine kürtaj yaptırmak insanların (tamam, çoğu insanın) yaptığı bir şey değildir!

Mantıklı bir bakış açısından, bu fikir, kürtajın doğum kontrolünden daha kolay erişilebileceğini varsaydığı için mantıklı bile değildir.

Kürtaja erişim giderek zorlaşıyor ve yaptırmak için çok para ve zaman gerekiyor. İlk üç aylık dönemde ortalama kürtaj maliyeti 451 $ ‘dır, ancak 3.500 $’ a kadar da çıkabilir. *  (Türkiye’de doktorlar, inançları dâhilinde kürtaj olmak isteyen hastaları reddedebilme hakkına sahiptir. Bu nedenle, kamu hastanelerinde kürtaj %54 oranında isteğe bağlı olarak yapılmamaktadır [Gender Khas,2020 ])

Ve bu, ulaşım masraflarını, ortak ödemeleri ve primleri, olası bir otelde kalmayı (birçok eyalette zorunlu bekleme sürelerine sahip olduğu için) veya bekleme süresi gereksinimlerini karşılamak için işten izin alma olasılığının maliyetini bile içermez.

Guttmacher Enstitüsü tarafından yürütülen bir araştırma, kırsal bölgelerde yaşayan kadınların %31’inin kürtaj hizmeti almak için 160 km’den fazla seyahat ettiğini ve% 74’ünün hizmetlere erişmek için 80 km’den fazla seyahat ettiğini ortaya koydu.

Kayıtlara geçen en son veriler, kürtaj hizmeti üzerindeki en sert kısıtlamaların birçoğu uygulamaya konulmadan önceki 2008 yılına ait (bunun ne kadar iç karartıcı olduğundan bahsetmeyelim).

Ayrıca, sağlık sigortası sağlayıcılarının yalnızca % 66’sı kürtaj hizmetlerini bir dereceye kadar karşılamaktadır ve bu da kürtaj için ödeme yapmayı oldukça zorlaştırmaktadır.** (Türkiye’de özel hastanelerde, sağlık sigortası kürtajı karşılamamaktadır) Michigan, kürtaj hizmetleri için özel sağlık sigortası kullanımını yasaklayan bir yasayı kabul etti ve hâlihazırda kitaplarda buna benzer yasalarla sekiz eyalete katıldı.

Ek olarak, Hyde Amendment federal doların kürtaj hizmetlerini finanse etmesini kısıtlıyor, bu da en yoksul Amerikalıların genellikle kürtaj için finansman alamayacağı anlamına geliyor.

Doğum kontrol yöntemi olarak kürtajı kullanan ortalama bir kişi yılda iki ila üç kez hamile kalacak ve bu nedenle yılda iki ila üç kürtaj yaptıracaktır. Bunu yönetmek son derece zor olur ve kürtaj yaptıranları gösteren istatistiklerle de uyumlu olmaz.

% 58’i yirmili yaşlarında, % 69’u ekonomik olarak dezavantajlı ve % 61’inin çocuğu var. Bu kadınlar her yıl birkaç kez binlerce doları harcamak için tam olarak ideal adaylar değiller.

Genel anlamda, doğum kontrol yöntemine erişmek bundan çok daha kolay olacaktır.****

Kürtaj yaptıranların yarısının hamile kaldıkları ay içinde doğum kontrol metodu kullandıklarını bildirdikleri gerçeğinden bahsetmeyelim bile.

MİT 3: Kürtaj yaptıran insanlar pişman olur veya yoğun bir keder yaşarlar.

İnsanların hamileliğini sonlandırdıktan sonra yas tuttuğunu sahneleyen propaganda sıkıntısı yok. “Kürtaj sonrası sendromu” ve bunun olumsuz etkileri hakkında var olmadığı kanıtlanmış pek çok aldatmaca var.

Bu mit, kürtaj hakkında pek çok düşünceye egemendir:  “Duygusal olarak çalkantılı, dengesiz insanlar tarafından seçilir ve genellikle pişmanlıkla sonuçlanır.”

Gerçek şu ki, çoğu insan kürtajlarından pişmanlık duymuyor. Aslında, neredeyse % 75’i kürtaj yaptırmanın faydalarının zararlarından ağır bastığını belirtiyor.

Başka bir araştırma ise, kürtaj hastalarının% 95’inin doğru seçimi yaptıklarını hissettiğini ortaya koydu. Bildirilen depresyon oranları, orantısız bir şey göstermeden genel nüfusun oranlarına eşittir.

Keder ve üzüntü, kürtaj olduktan sonra hissedilecek kötü duygular değildir. Ama kürtajdan sonra hissedilecek ne tek ne de en yaygın tecrübeler değildir.

MİT 4: Sadece Bencil Kadınlar Kürtaj Yaptırır

Bu mit, cinsiyetçilik üzerine inşa edilmiştir. Bir şekilde çocuk sahibi olmamayı seçen kadınlar, sürekli olarak benmerkezci ve umursamaz olarak tasvir edilir. Medyada bunun güzel bir örneği Sex and the City’den Samantha olabilir. Çocuk istemediği gerçeği çok açık ama aynı zamanda, çok umursamaz ve problemlerle başa çıkıp şikâyet etmeyen biri olarak tasvir ediliyor.

Kürtaj yaptırmak bencilce bir karar değildir.

İnsanlar kürtajı bencilliğe bağlar çünkü kadınlardan kendilerini (diğer insanlarla olan ilişkilerinden) sona koymaları ve her zaman destekçi ve bakıcı rolünü üstlenmeleri bekleniyor.

Bu mit, toplumun kadınlığı inşa etme biçiminden kaynaklanmaktadır: “Kadınlar öncelikle güzellikleri ve annelik rolleri için değerlidir.”

Çocuk sahibi olmamayı seçenler, kendilerini seçiyorlar; bu, kadınların her zaman özverili olmalarının beklendiği bir kültürle doğrudan çatışıyor.

Bir gebeliği sonlandırmaya karar verirken birçok faktör vardır; bu kolay bir karar değildir.

Kürtaj yaptıran çoğu insan gençtir ve / veya düşük gelirlidir, bu da muhtemelen hazır olmadıkları veya ebeveynliği üstlenmek için en iyi konumda olmadıkları anlamına gelir. Kürtaj hastaları kürtajı seçme nedenleri arasında genellikle yaş ve gelir olduğunu belirtir:

“16 yaşıma girdiğimde kürtaj oldum. Yoksulluk çeken, işlevsel olmayan bir aileden geldim ve dürüst olmak gerekirse birinin ne kadar kolay hamile kalabileceğini bilmiyordum. Yaşadığım dünyaya bir bebek getirmenin adil olmayacağını biliyordum. Çocuk benim kadar fakir büyür, benim gibi normal olmayan bir ailede yaşar ve gelecek için çok az ümidi olurdu. Bir annenin, bir bebek için verebileceği en iyi kararı verdiğimi hissediyorum ”diye yazıyor Lori.

Çocuk sahibi olup olmayacağınız, ne zaman ve nasıl yapacağınız tamamen sizin kararınızdır.

MİT 5: Eğer Kürtaj Yasaklanırsa, Kürtaj Operasyonları Biter

Anti-choice (kürtaj karşıtı) aktivizm ve yasanın temeli, kürtajın suç sayılması halinde kürtajın artık yapılmayacağını varsayar.

Bu varsayım gerçeklerden daha fazla uzak olamazdı.

Küresel araştırmalar, kürtajı yasadışı yapmanın kürtaj oranını düşürmediğini göstermiştir. Değişen tek şey, prosedürün güvenliğidir.

Kürtaj yasadışı olduğunda, güvenli değildir.

Dünya genelinde anne ölümlerinin % 13’ü kürtajla ilgilidir ( 47.000 kadın) ve neredeyse tamamı kürtajın yasa dışı olduğu yerlerde meydana gelir. Kürtaj suç sayıldığında, yalnızca güvenli olmayan koşullar yaratır ve daha fazla ölümle sonuçlanır. Kürtajın gerçekleşmesini engellemez.

Bu da kimseye fayda sağlamaz.

Kürtajı sona erdirmenin anahtarı, doğum kontrol haplarına ve cinsel eğitime daha fazla erişim sağlamaktır.

MİT 6: Sadece Kadınlar Kürtaj Yaptırır

Kürtaj söylemi oldukça toplumsal cinsiyetlendirilmiştir. Kürtaj hastalarının sadece cis kadınlar olmadığı nadiren kabul edilir.

Kürtajla ilgili diyalog aslında o kadar toplumsal cinsiyetlendirilmiştir ki, transları tamamen siler.

Kürtaja erişmesi gereken ve kürtaj yaptıran çok sayıda trans erkek vardır. Ayrıca, non-binary olup kürtaj yaptıran birçok trans var.

Kürtajın çoğu zaman ayrıcalıklı bir perspektiften çerçevelenmesi, başka şekillerde marjinalize edilenlerin duyulmadığı ve hikâyelerinin önemli görülmediği anlamına gelir.

Üreme hakları aktivizmi içindeki cisseksizmin farkına varmalı ve transların yanında durmalıyız.

Bu mitler, kültürümüzdeki kürtaj tartışmasının tüm sorunlu çerçevesinin yüzeyini bile çizmiyor.

Bu tartışmayı ilerletmek için yapılacak çok iş var. Görünüşe göre üreme hakları mücadelesi asla tam anlamıyla kazanılamayacak.

Ancak tartışmayı; propaganda ve korku temelli bir zihniyetle bombardımana tutulmak yerine,  insan haklarına, feminizme ve beden politikasına doğru ne kadar yönlendirirsek bu konu o kadar net bir şekilde gösterilir.

İşte seçim hakkımızı korumak için, her seferinde bir mit yıkmak budur.

One comment

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s