Tokat Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisi İle Röportaj
Türkiye’de 2020 yılında kadın cinayeti işlenmeyen 12 ilden biri olduğu iddia edilen Tokat’ta Türk Kızılayı Kadın Kolları Gönüllüleri, erkeklere teşekkür ederek karanfil dağıttı.
Bizi öldürmediğiniz için teşekkür ederiz!
Bu organizasyonun açıklaması tam olarak budur. 81 ili olan bir ülkenin yalnızca 12 ilinde kadın cinayeti işlenmediği iddia ediliyor. Kayda geçen 300 kadın cinayeti var ve biz 12 ilimizin erkeklerine bizi öldürmediğiniz için teşekkür ederiz diyoruz! Kadın cinayeti işlenmediği iddia edilen illerimizde ise cinayetlerin kayda geçip geçmediği meçhul. Cinayet işlenmedi iddiasından yola çıkarak kadına şiddet uygulanmadığını düşünüyorsanız da yanıldığınızı üzülerek söylemek zorundayım.
Oluşturulmak istenen algı şu: “Kadınları öldürmek aslında hakkınız ama siz yapmamışsınız. Bu sebeple sizi tebrik etmek istedik.” Bu asla tebrik ve teşekkür edilebilecek bir durum olamaz. Kimse birini öldürme hakkını kendinde göremez, görmemeli. Bunun ne geçerli bir sebebi ne de teşekkürü olabilir.
Gelelim Tokat’ta kadına yönelik şiddet olaylarına. Tokat Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisi ile yaptığımız röportajda bu konuyu ele aldık.

Merhaba, bize Tokat Kadın Meclisi’nden bahseder misiniz? Tokat’ta nasıl örgütlendiniz? İletişimde olduğunuz kadın ve LGBTİ+ dernekleri var mı?
Merhaba, bizler Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri üyesiyiz. Türkiye’nin her yanında toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve başta en kritik sorun olarak gördüğümüz kadın cinayetleri olmak üzere cinsiyet temelli ayrımcılıktan doğan her türlü şiddete karşı kolektif mücadeleyi var ediyoruz. Kadın cinayetlerini de eşitsizliği de toplumsal sorunlar olarak tanımlıyoruz ve bu sorunları ancak toplumu yönetenlerin yani siyasi iradenin çözebileceğini düşünüyoruz. Kadınların kurtuluşunun da kolektif örgütlü mücadele ile olacağını biliyoruz. Bu nedenle İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunu etkin bir şekilde uygulatmak üzere meydanlarda, kadınlarla birlikte adliyelerde ve il il pek çok alanda mücadele ediyoruz. Burada da Tokat Kadın Meclisi olarak meydanlarda, sokaklarda, adliyelerdeyiz. Tokat’ta aktif mücadeleye geçtiğimiz ay 8 Mart öncesinde başladık. Nispeten az kadındık ama burada da 8 Mart’ta meydanlarda var olalım, Tokatlı kadınlar olarak eşitlik talebimizi anlatalım istedik. Böylece ilk eylemimizi 8 Mart’ta gerçekleştirdik. Daha sonrasında aramıza pek çok kadın katıldı. Her yerde olduğu gibi Tokat’ta da aktif kadın mücadelesine ihtiyaç var diye düşündük. Geçtiğimiz haftalarda bir gece yarısı İstanbul Sözleşmesi’nin feshedildiğinin duyurulması ile hemen ertesi gün eylem için örgütlendik ve o eylemden sonra da örgütlülüğümüz katlandı. Çünkü kadınlar “Artık bu kadarı olmaz!” derken meydanlardan indiğimiz ve geri çekildiğimiz sürece kadın düşmanı politikaların sonunun gelmeyeceğini fark ettiler. Kadınlar artık açıkça iradelerini ortaya koyuyor, siyasilerden de daha fazlasını bekliyorlar. O günden beri de İstanbul Sözleşmesi için eylemlerimiz devam ediyor. Karar geri çekilene ve sözleşme etkin bir şekilde uygulanana kadar da meydanlardan ayrılmaya niyetimiz yok. Bu süreçte daha fazla kadına ulaştıkça şahit olduğumuz şiddet olayları ve iletişime geçtiğimiz kadınlar da oluyor. Onların davalarını takip edebilmek, dayanışma içinde olabilmek amacıyla irtibatta kalıyoruz. Mücadele etmek isteyen kadınlar için örgütlenme yöntemleri bitmiyor tabi. Kadın Meclisleri üyeleri olarak Tokat’ta bir araya geliyoruz ve örgütlü mücadeleyi büyütmek isteyen kadınlarla yöntemlerimizi konuşuyoruz. Eşit bir zeminde yürüttüğümüz tartışmalarla temel programımıza uygun olarak ortak kararlar alıyoruz. Yalnızca 8 Mart’larda ve 25 Kasım’larda değil 365 gün mücadele ediyoruz.
Şu anda Tokat’ta kurumsal olarak ilişki kurduğumuz bir dernek yok. LGBTIQ+’ların maruz kaldıkları ayrımcı tutum ve baskılara karşı yanlarındayız, onlarla da dayanışma içindeyiz. Eylemlerimizde de birlikteyiz. Maruz kaldıkları nefretin takipçisiyiz ve bu sorunları her alanda gündeme getiriyoruz.
Tokat’ta ikamet eden kadınlardan tacize uğradıklarını veya şiddet gördüklerini belirten mesajlar alıyor musunuz? Bu mesajları alıyorsanız sonrasında nasıl bir yola başvuruyorsunuz?
Tokat’ta aktif mücadeleyi var edeli uzun bir zaman olmamasına rağmen hem sosyal medya üzerinden hem de farklı kaynaklardan şiddete, tacize, tehdide uğrayan kadınların destek taleplerini alıyoruz. Desteğimizi isteyen tüm kadınların yanındayız. Hukuki açıdan sağlıklı bir ilk görüşmenin yapılabilmesi adına onları Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri’nin 02129124243 numaralı destek hattına yönlendiriyoruz. Her ilde olduğu gibi burada da başvuran kadınların hukuki süreçlerini takip ediyoruz. Davalarına katılacağımız kadın arkadaşlarımız var. Hem suç işlenmeden 6284’e dayanarak önleyici tedbirlerin alınması için hem de suç işlendikten sonra adaletin sağlanması için kadınlar olarak mücadele ediyoruz ve dayanışma içinde oluyoruz.
Tokat’ta 2020 yılında kadın cinayeti işlenmediği iddiası ile 8 Mart’ta erkeklere çiçek dağıtıldı. Aldığınız mesajlar doğrultusunda erkeklere çiçek dağıtılması hakkında siz ne düşünüyorsunuz?
Farklı kaynaklardan bize ulaşan şiddet olayları, bu şehirde yaşayan kadınlar olarak kendi deneyimlerimiz ve kadın cinayetlerine karşı örgütlü mücadele içinde yer alan bir kadın olarak şahsi fikrimi söyleyebilirim. Öncelikle Tokat’ta 2020 yılında kadın cinayeti işlenip işlenmediğinden emin değiliz. Bizim kamu kaynaklarından ulaşabildiğimiz kadarıyla oluşturduğumuz 2020 Kadın Cinayeti Raporu’muzda Tokat’ta işlenmiş bir kadın cinayeti yok. Ancak İç İşleri Bakanlığı da bu konuda kaynakları şeffaf olan bir veri yayımlamış değil. Üstelik son süreçte intihar ya da kaza süsü verilen şüpheli kadın ölümleri de artmışken burada kadın cinayeti işlenmediğinden bu kadar emin olanların kaynaklarını merak ediyorum doğrusu. Kadın cinayeti yaşanmadığını varsaysak bile erkekleri 8 Mart’ta bunun için ödüllendirmek fikrine elbette katılmıyorum. Daha geçtiğimiz günlerde Özlem arkadaşımız boşanmak istediği erkek tarafından bıçaklı saldırıya uğradı. Şu an yoğun bakımda yaşam mücadelesi veriyor. Kadınlar her gün evde, sokakta, çalışma hayatında cinsiyet temelli ayrımcılıkla mücadele ediyor. Kadın cinayetlerinin hiç kimsenin yok sayamayacağı somut bir sorun olduğu doğru ancak Tokat’taki kadınların maruz kaldığı diğer tüm şiddet ve ayrımcılık deneyimlerini yok saymak ciddi bir hata olur. 2020 yılında bizim ulaşabildiğimiz Türkiye’de 300 kadın cinayeti, 171 şüpheli kadın ölümü var. Şiddet bu seviyedeyken 8 Mart’ta erkeklere bizi öldürmedikleri için teşekkür etmek yerine her kamu kurumunun şiddete, tehdide ve tacize maruz kalan kadınların yanında olmalarını ve kadın cinayetlerine karşı etkin uygulamalar geliştirmelerini bekliyoruz elbette.
Tokat Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisi’ne bu konuda bizi aydınlattıkları için teşekkür ederiz.
Gördüğünüz gibi, hiç cinayet işlenmediği gerekçesiyle çiçek dağıttığınız şehirde kadına şiddet uygulayan erkekler maalesef ki var. Gönül ister ki olmasın fakat nereden bilebilirsiniz o çiçeği verdiğiniz erkeğin akşam eve gittiğinde eşini çiçeği tutan elleriyle dövmediğini? Tokat’ta yanımdan geçen bir ‘beyefendi’ elindeki çiçeği ve pembe kutusunu büyük bir öfkeyle çöpe atarken yüzünde nasıl bir ifade olduğunu görün isterdim. Kadından, kadınlar gününden, kadını ilgilendiren her türlü eylemden rahatsız olabilen bireyler var ülkemizde. Buna rağmen hangi güvence, hangi kayıt, hangi veri ile emin olup “Sen eşini, çocuğunu eminim ki dövmüyorsundur.” gibi bir düşünceyle çiçek dağıtılabilir. Akıl tutulması yaşıyorum.
Bu tarz utanç verici eylemler yerine her gün kadın cinayetlerinin ve kadına şiddetin meşrulaştırılmaya çalışıldığı bir ülkede kadınların yanında bulunduğunuz eylemleri görmek isteriz. Kadınların, çocukların, hayvanların çığlığını görmezden gelmek yerine yanlarında olduğunuzu görmek isteriz. Dayatılmaya çalışılan sistemi kabul edip sinmek yerine etkin uygulamaları işleme koyduğunuzu görmek isteriz. Her gün en az bir kadın ölüyorken sessiz kalmanızı değil biraz kılınızın kıpırdamasını, yüzünüzün kızarmasını isteriz.
Fakat çiçek istemeyiz!
Ertesi gün, 22 yerinden bıçaklanan arkadaşımızın ölümüne vahşice sebep olan insana çiçek verdiğinizi düşünüp yerinize utanmak istemeyiz!