Orijinali Bleed Eco tarafından 12 Ocak 2021‘de yazılmış “The Curious Case Of ‘Wombless’ Villages In India” yazısının Türkçeleştirilmiş halidir.
Regl, Hindistan’da uzun zamandır tabu sayılıyor ve regl olan kişiler ‘kirli’ olarak etiketleniyor. Ülkedeki kadınlar regl utandırmasına maruz bırakılıyorlar. Geçtiğimiz yıllarda, özellikle şehirli eğitimli kadınlar tarafından bazı eski uygulamalara giderek meydan okunmaya başlanmış olsa da damgalanma hala devam ediyor.
Regl Stigması, Maharashtra’daki kadınları istihdam kaygısı ile gönüllü cerrahi operasyonlar geçirmeye zorluyor.
Sosyal damgalanma kendi başına zaten yeterince kötüyken bu damgalanma istihdamla ilgili meselelere de uzanıyor. Bu durumlarda en çok etkilenenler, çoğunlukla toplumun yoksul kesimlerinden gelen ve genellikle işverenleri tarafından istismar edilmekte olan kişilerdir.
Böylelikle kadınların büyük bir çoğunluğu, özellikle düşük gelirli ailelerden gelenler, etkin konumda olmayan ve eğitimi olmayanlar, sağlıkları ve yaşamları üzerinde uzun vadeli ve geri dönüşü olmayan etkileri olan seçimler yapmak zorunda kalıyor.
Regl stigmasının sosyal etkisinin geldiği en uç nokta ise şu an Maharashtra’da açığa çıkıyor. Hindistan medyası, burada binlerce genç kadının histerektomi olarak bilinen gönüllü cerrahi operasyonlardan geçerek rahimlerini aldırmakta olduğunu ortaya çıkardı. Bu rahatsızlık verici uygulama ‘rahimsiz kadınlar’ köylerinin oluşumuna yol açıyor.
(Temsili görsel. Beed, Osmanabad, Sangli ve Solapur bölgelerinden on binlerce insan her sene çalışmak için şeker kamışı plantasyonlarına göç ediyor.)

Beed, Osmanabad, Sangli ve Solapur bölgelerinden on binlerce yoksul aile, her yıl altı ay boyunca şeker kamışı tarlalarında kesici olarak çalıştıkları daha zengin batı ilçelerindeki şeker kuşağına göç ediyor.
Açgözlü İşverenler İşçileri Sömürüyor
Aralarında 40’lı yaşlarında ve üreme döneminin neredeyse sonunda sayılan kadınlar olsa da bu kişilerin çoğu rahimlerinin alınmasına 20’li yaşlarında onay veriyorlar. Bu kadınlar tipik olarak yoksul ailelerden gelmekte ve bu güç karar, iş bulmak için karşı karşıya kaldıkları sert bir gerçeklik.
Bazıları genç yaşta evlenmişler ve zorlayıcı ekonomik koşullar nedeniyle çocuklarına bakabilmek için bu işlerde çalışmak zorundalar. Bu kadınların çoğu şeker kamışı hasatında yer almaktalar. Burada, onlardan yararlanmak için her fırsatı kullanan açgözlü işverenlerin insafına kalıyorlar.
Öncelikle, işverenler şeker kamışı kesmek ağır bir iş olduğu için kadınlara iş vermekte tereddüt ediyorlar. Ayrıca hasat döneminde, çalışanların günün bütün saatlerinde ve gece çalışmaya uygun olması bekleniyor ve bu durumda regl dönemlerinde kadınlar bir veya iki iş gününü kaçırabiliyor.
Ek olarak, kaçırılan iş günlerinde bir ceza ödemesi yapılmasını talep ediyorlar. Bu durumda, dinlenmek ve yeterli temizlik için çok az zaman kalıyor. Regl olan kişileri bitkinlik ve yetersiz sağlık bilgisi sebebiyle oluşabilecek enfeksiyonlara açık hale getiriyor.
Yanlış tıbbi bilgiler kadınları gereksiz ameliyatlar geçirmeye itiyor.
Çalışma alanlarındaki yaşam koşulları hijyenik olmaktan çok uzak – tarlalara yakın tuvaleti olmayan kulübe ve çadırlarda yaşıyorlar. Yanı sıra hasat bazen gece de devam edebildiği için belirli çalışma saatleri yok ve bu da uyku düzenlerini etkiliyor.
Ve regl olduklarında durumları yalnızca daha kötüye gidiyor ve derinleşiyor. Hijyenik olmayan koşullar sebebiyle çoğu kadın enfeksiyon kapabiliyor ve bu durumlarda ilaçla tedavi edilebilecek basit bir jinekolojik problem için bile doktora başvurduklarında, doktorlar onları gereksiz ameliyatlara yönlendirebiliyor.
Bu bölgelerdeki çoğu kadın genç yaşta evlendiği için 20’li yaşlarına geldiklerinde çoğunun iki ya da 3 çocuğu olmuş oluyor. Doktorların yetersiz farkındalık seviyesi ve yanıltıcı bilgiler nedeniyle çoğu kişi, rahimlerinden kurtulmanın doğru olduğuna inanıyor.
Bu kadınlar vücutları ile ilgili kalıcı bir kararı, yıkıcı etkileri hakkında yeterince bilgilenmeden alıyorlar. Bu ameliyatlar birçok kadında sırt, boyun ve dizde kalıcı ağrılara; eller, yüz ve ayaklarda ise şişmeye yol açıyor. Bu sorunlar bazıları için maalesef artık çalışamayacakları anlamına geliyor.
Maharashtra’daki olaylar zorlayıcı ve güvensiz uygulamaların kişilerin hayatlarını tehlikeye atmasının en uç noktasına işaret ediyor. Bu olaylar kadınların iş yerinde her gün karşı karşıya kaldıkları, daha aşırı hale gelen ve düşük gelir grubundaki insanlar için daha belirgin olan sert gerçekliğe çarpıcı bir şekilde işaret ediyor.

‘Devlet ve Sağlık Profesyonelleri Çalışmalarını Kuvvetlendirmeli”
Basit sağlık hizmetleri ve önlemlerinin yetersizliğinden sömürüye kadar tamamen insanlık dışı bir durum yaratılıyor. Yalnızca ailelerinin geçimi için çalışmak bile onları ölüme sürükleyen bir koşulla geliyor.
İşçiler arasında farkındalık yaratmak, onları sömüren ve yanlış yönlendiren kişilere karşı alınan katı önlemlerle beraber daha iyi bir geleceğin önünü açabilir.
Devlet ve sağlık profesyonellerinin çalışmalarını güçlendirmesi ve bu kişilerin kendilerini geçindirebilmeleri için temel ihtiyaçlarını -sağlık hizmetleri ve daha iyi çalışma koşullarından yemek, barınma ve eğitime kadar- karşılaması gerekiyor. Buna ek olarak, güvenli menstrüasyon pratikleri üzerine bilgilendirme ve farkındalık çalışmaları menstrüasyonu normalleştirmeye yardımcı olabilir.